8 Mayıs 2011 Pazar

Bremen Mızıkacıları Hala Orada Yaşıyor Gibiler

Bu hikâyeyi bana anlatmaya ben daha ufacıkken başladı dedem… Yüzlerce kez anlattırırdım o çocuk dünyamda kurduğum hayallerimin tekrar canlanması için. Bazen, önde tüm hayvanları toplayıp o yaşamlarından kurtaran bir eşek bazense, hırsızlara parlayan gözlerinle bakan ve pençesini atan bir kedi olurdum. Hatta bir keresinde dedemin hikâye anlatışıyla bütünleşen bir coşkuya kapılıp, evdeki kedinin gözlerini o gece vakti incelemeye almıştım….





Bremen Mızıkacıları
 Neden mi bahsediyorum tabi ki de “BREMAN MIZIKACILARI’NDAN”. Bu masal benim favori masallarımda biri, az öncede google’da dolaşırken heykelinin olduğu bir fotoğrafa rastladım. Hemen nerdeymiş, belki bir gün giderim diye baktım. Nerdemiymişş??


Almanya Bremen'de yer alıyor. Söylenenlere göre ufak ve sevimli bir şehirmiş. Vee sokakları çok düzenli olan bu kentte gezilecek birçok yer daha varmış. Eski Bremen evleri, tarihi yapılar ve Almanya'nın ilk Tramvayına ev sahipliği yapıyormuş bu kent.

Bremen




 Bremen 




Bremen

HİKAYEMİZDE BURDA!!!


"Bir zamanlar yaşlı ve yorgun bir eşek varmış. Sahibinin onu artık daha fazla beslemek istemediği ortaya çıkmış. ” En iyisi buralardan gitmek ” diye düşünmüş eşek. “Bremen’de şarkıcılık yaparım. Bazıları anırmamı pek bir beğenirdi zaten.”


Böylece bir sabah erkenden yola çıkmış. Bir süre yürüdükten sonra iki büklüm bir köpekle karşılaşmış. “Artık sahibime avda yardımcı olamayacak kadar yaşlandım,” demiş köpek eşeğe. ” Sahibimde artık beni beslemiyor.” Eşek gülmüş. ” Benimle Bremen’e gelsene şarkıcı oluruz,” demiş.


Yola koyulmuşlar.Çok geçmeden bir damın üzerinde üzgün oturan bir kedi görmüşler. ” Çok yaşlandım, fareler bile dalga geçiyorlar, ” demiş kedi. “Sen de bizimle gel” demiş eşek. “Sesin hala güçlü çıkıyor, şarkı söyleriz Bremen’de.”


Bağıra bağıra şarkılar söyleyerek yola devam etmişler. Bir çiftlik evinin yakınlarından geçerken kendi seslerinden yüksek bir sesle irkilmişler. ” Kuk-ku-ri-kuuuuuuuuu!…Sonum geldi!” diyormuş iri bir horoz. Sonra eşek, köpek ve kediye yana yakıla anlatmış: ” Bu akşam sahibimin konukları gelecek. Öyle hissediyorum ki beni pişirip yiyecekler.” Eşek”Endişelenme, seninki gibi bir ses bize çok şey katar. Haydi gel şarkıcı olalım,” demiş.


Akşam olduğunda hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak istiyorlarmış.İlerde penceresinden ışık süzülen bir kulübe görmüşler. Horoz uçup pencereden içeri bakmış. “Dört soyguncu görüyorum, nefis bir sofranın başındalar,” demiş. “Bir planım var,” demiş eşek. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, sonra köpek, onun üstünde kedi ve nihayet en tepede de horoz. Pencere yaklaşıp çıkarabilecekleri en yüksek sesle bağırmaya başlamışlar. “İmdaaaaaat! Bu bir hayalet!” demiş soygunculardan birisi. ” “Bence bir canavar!” demiş ötekisi. ” Bence cadılar bastı! ” demiş öteki. ” Annemi istiyorum,” demiş sonuncusu. Bir kaç dakika sonra dört şarkıcımız soygunculardan kalan sofradaymışlar.


Geceleyin onlar uyurken soyguncular geri gelmişler. Ama hayvanlar hazırlıklıymış. Soyguncular içeri girer girmez, eşek “Şimdi” demiş ve saldırıya geçmişler. Soyguncular bir daha hiç dönmemecesine kaçmışlar oradan. Şarkıcılarımız da bu sevimli küçük kulübeye yerleşmişler. Bremen’e gitmeyi de bir süre ertelemişler, ama her gün şarkı söylemeyi unutmuyorlarmış"