24 Mayıs 2010 Pazartesi

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR


Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:


Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi


Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten


Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği






İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne


Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa


Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır


Kopmaz kökler salmaktır oraya






Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını


Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin


Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara


Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin






İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine


Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına






İnsan balıklama dalmalı içine hayatın


Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına






Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar


Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın


Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu


Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın






Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle

Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı




Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Ataol BEHRAMOĞLU





18 Mayıs 2010 Salı

İNSAN NEYLE YAŞAR… A)EKMEK B)SU C)HAYAL D)HEPSİ E)HİÇBİRİ

Bazen hayal kurduğumda kızıyorum kendime. Niye kızmayım ki? Uyandığımda at-eşek düşme derken, sarsıntılı bir depremle zınkKK diye fırlayıveriyorum. Çünkü yanı başımda duran kocamannnn bir GERÇEK var!


Ama bu sıralar ona aldırmaya hiç niyetim yok… Seviyorum ben hayallerimi : )


Geçen haftalarda bir kitap okudum “LEYLA” Alexandra Cavelius’un. Kitapta Bosna ve Sırbistan arasındaki savaşta yer alan bir kızı anlatıyor. İnsanın nasıl yaşadın, nasıl dayandın denilecek şekilde, kanını donduran birçok şeyi yaşıyor. Kurtulduğunda psikologunun ona söylediği en önemli şey “- seni hayallerin yaşatmış” oluyor. Gerçektende kız, ileriki yaşamına ilişkin hep hayaller ve mutlu düşler kurarak, o anlarda az olsa huzuru yakalamaya çalışmış…


HAYDİN HAYAL KURMAYA: ) (fazla abartmak-abartmamak size kalmış!)










17 Mayıs 2010 Pazartesi

BABA, ANNE, ABLA, TEYZE, ABİ, HALA.... "BENİ OKULA GÖNDER"...



Hayatta önünüze duvarlar geldiğinde ne yaparsınız? Önce bir kızarsınız dimi!



“Nerden çıktın şimdi, ne güzel yolumda mutlu mesut gidiyordum” diye. Ya hiç hayatları yolunda gitmeyen küçük bedenler, ama o bedene ağır gelen büyük ruhlar… Onlar ne yapmalı bu duvarlar karşısında, çaresizlikleri karşısında!?


Bir dergi, bir sayfa, bir kitap… Okuduğumuzda farklı şeyler kazanıp, farklı düşüncelerin sahibi olup, bilgi yumağından bir parça koparmaz mıyız? Onlarda yumağın bir ucundan tutup koparmak istiyor. Bilgi istiyor, mutluluk istiyor, tahta sıraların sıcaklığını, öğretmeninin tahtaya yazdığı tebeşirin kokusunu almak istiyor.


ÇYDD’nin ve Milliyet’in ortak yürüttüğü bu proje için bilgiler videoda.


Ufak bir gülümse için ve gölün oluşmasına yardımcı olan damlalarda, sizinde payınız olması adına; hemen garanti veya iş bankası sitesinden havale yapabilirsiniz!


(Onlar adına şimdiden teşekkürler! )





Mercedes "Sorry" reklamı :)

ADAM SCHLESİNGER-MUSİC AND LYRİCS


way back into love

izlesene.com
 

 

I 've been living with a shadow overhead
i've been sleeping with a cloud above my bed
i've been lonely for so long
trapped in the past, i just can't seem to move on


i've been hiding all my hopes and dreams away

just in case i ever need em again someday

i've been setting aside time

to clear a little space in the corners of my mind

all i want to do is find a way back into love

i can't make it through without a way back into love




i've been watching but the stars refuse to shine

i've been searching but i just don't see the signs

i know that it's out there

there's got to be something for my soul somewhere

i've been looking for someone to shed some light

not just somebody just to get me throught the night

i could use some direction

and i'm open to your suggestions




all i want to do is find a way back into love
i can't make it through without a way back into love
and if i open my heart again
i guess i'm hoping you'll be there for me in the end
there are moments when i don't know if it's real
or if anybody feels the way i feel

i need inspiration

not just another negotiation

(İlhama ihtiyacım var bir başka pazarlığa değil)



all i want to do is find a way back into love

i can't make it through without a way back into love
and if i open my heart to you

i'm hoping you'll show me what to do

and if you help me to start again
you know that i'll be there for you in the end

14 Mayıs 2010 Cuma

AAARAAAKİİİ BULASSSINNNNNNNNN!!

KÖPRÜ ÜSTÜ ÂŞIKLARI


“İntihar etmek isteyen iki genç atlamak için gittikleri köprüde karşılaştı ve âşık oldu (vatan gazetesi 14.05.2010)”


Vatan gazetesi böyle bir haber yayınlamış. İlginç ve dikkat çekici. Ölümün kıyılarında dolaşırken aniden birini görmek ve kalbinin ta derinlerinden gelen sıcaklığa kendini bırakıvermek. Ölümün nefesine değil de kendini sevgilinin kollarına bırakıvermek…


Acaba oradan atlamasıyla eşdeğer mi?


Ya da çok farklı bir şey mi?


Artık, yaşamda aşk dediğin duyguyla iç içe. Onunla rahat etmekte zor, onunla mutsuz olmakta. Anlık değişiveriyor her şey. Sevgilinin bir sözü göklerde uçuruverirken, bir davranışı yerin dibinde, soğuk duvarların dibinde oturmamıza neden oluveriyor.


AŞK… Sihirli kelime… Onsuzda olmuyor, onunla da! Ben aşka inananlardan biriyim ama geçici olduğuna da inanıyorum. İlk gördüğünde tanımadığın için bir heyecan, duygu karmaşası, genel bir çekim… Ama zaman ilerlemeye başladım mı, rahatlıkta başlıyor. Eğer saygıyı oturtamamışsanız ve aşk sevgiye doğru ilerleyip sevgili yani ortak bir sıcaklığı ve değerleri paylaşamıyorsanız, yolun sonu da yaklaşıyor demektir. Böyle durumlarda zaten uzatmamadan bitirmek gerekiyor. Yoksa toz duman derken karanlık ve hatalar, kırıcı durumlar yol almaya başlıyor…


Neyse bu işler “KARIŞIK İŞLER” diyelim, cümlelerimizi bitirelim. Herkese Sıcak sevgilerin olduğu GÜNLER :)










3 Mayıs 2010 Pazartesi

Başarı... (Gerçekten bu kadar basit mi?)


“Başarının sırrı size çok basitmiş gibi gelebilir. Çünkü gerçekten çok basitti. Gereken şey sadece; BAŞLAMAKTIR. Önce bir adım atın, sonra diğerini, sonra bunu diğer adımlar izlesin. Ne çok fazla ileriye bakın nede çok fazla geriye. Elinizden geldiği kadar bulunduğunuz anda kalın. Eğer bu basit planı uygulayacak olursanız. Zamanla ne çok şey başaracağınıza şaşıracaksınız”

Lady Gaga